• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Saat
Takvim
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam142
Toplam Ziyaret318810
Ayna

Özdemir Asaf, “Her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur” demişti. Can Yücel, “Yaşamım benim en güzel şiirim” der. Sinemanın şairi Tarkovski de, her insan yaşamının eşsiz bir şiir olduğunu gösterir Ayna filminde. Şiir öyle bir sanattır ki bir entelektüel de bir cahil de ondan bir biçimde zevk alır. Şiirde sözcükler, dizeler bir mücevher gibi parlayan imgeler olabilirken kendilerinden başka bir anlam ifade etmeyen yalın nesne ve düşünceler de olabilir.

Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman adlı kitabında bu filmi için “Ayna‘da benden değil, bana yakın olan insanlara karşı duygularımdan, onlarla olan ilişkilerimden, hiç tükenmeyecek anlayışımdan; ama aynı zamanda da onlara karşı işlediğim ve hiçbir zaman düzeltemeyeceğimi düşündüğüm günahlarımdan ve başarısızlığımdan söz etmek istemiştim.” demiştir. Yönetmen izleyiciyi sanki perdeye bakmanın gerekmediği, bizzat kendi öz yaşamının göründüğü bir aynanın karşısına getirir. Ayna’da şiirsel bir rüya gibi geçmişten gelen görüntüler yansır. Burada hiçbir şey abartılı değildir, insanı sakinleştiren bir dinginlik ve duruluk göze çarpar. Ayna bizi ateş, su, hava ve topraktan yapılmış bir ülkeye götürmüştür. Ateşin yanarken insanı üşütebildiği, suyun o berrak sesiyle sürekli sakince aktığı, havanın durgun görünürken esmeye başlayabildiği, toprağın çamura döndüğünde üstünde otların, ağaçların ve insanların filizlendiği bu dünyanın hepimizin yaşadığı gezegen olduğunu anlarız. Bizim de benzer anılarımızın, acılarımızın, pişmanlıklarımızın olduğu su yüzüne çıkar. Ayna sürekli kendimize bakmamıza, görmemize yarayan araçtır, dünyaya doğrudan baktığımızda görmediğimiz pek çok şeyi aynaya baktığımızda görebiliriz. Anılara ulaşmak için zaman zaman aynanın üstündeki buharı siler gibi belleğimizde uçuşan perdeleri kaldırmak da gerekir. Ayna, bir yaşamın paramparça anılardan oluştuğunu, her yaşamın hem herkesçe bilinen savaşlar, düşünce akımları, döneme damgasını vurmuş insanlar gibi ortak anılardan hem de yalnızca kişinin bilebileceği, başka kimsenin anımsayamayacağı ve onunla birlikte ölecek anılardan oluştuğunu gösterir. Orada elbette insanlar, özellikle de anne, baba, eş ve çocuk en geniş yeri kaplamıştır. Anılar, neredeyse, daha anne ve babanın o mutluluk dolu ilk yaşam tomurcuğunun tohumunu attıkları ana kadar uzanır. Göbek bağı kesildikten sonra bile anne ile çocuk arasındaki o görünmez bağın varlığını sürdürdüğü ancak aynaya bakınca görülür.

Ayna’yı bu kadar önemli kılan insan yaşamının bir şiir olduğu, bu şiirin bir şair yönetmen tarafından perdede yeniden yazılabileceğini göstermesidir. Rilke, şairin uzun bir ömür boyunca anlam ve tatlılıkları topladıktan sonra hayatının sonuna doğru, en güzelinden belki on mısra yazabileceğini söylemişti. İşte Ayna da, Tarkovski’nin kısa yaşamından geriye kalan, özenle damıtılmış bu şiirdir.

Bu yazının kısaltılmış biçimi, ilk olarak Sinema Büyüsü sitesinde yayınlanmıştır. "70'li Yılların En İyi 20 Filmi" listesi kapsamında, Ergin Çiftçi'nin kişisel listesi ile bu listede yer alan ve seçkiye girmeyi başaran iki film için yazdığı tanıtım yazıları Sinema Büyüsü sitesinde yayınlanmıştır.

FİLMİN KÜNYESİ

Türkçe adı

Ayna

Orijinal adı

Zerkalo

İngilizce adı

The Mirror

Yönetmen

Andrey Tarkovski

Yapım yılı

1975

Yapımcı ülke

Sovyetler Birliği

Orijinal dil

Rusca, İspanyolca

Süresi

107 dakika

Eserin yazarı

Andrey Tarkovski, Aleksandr Misharin

Oyuncular

Margarita Terekhova, Oleg Yankovskiy, Filipp Yankovskiy, Ignat Daniltsev, Nikolay Grinko, Alla Demidova, Yuriy Nazarov, Anatoliy Solonitsyn, Larisa Tarkovskaya, Tamara Ogorodnikova, Yuri Sventisov, Tamara Reshetnikova, Innokentiy Smoktunovskiy, Arseniy Tarkovskiy, E. Del Bosque

IMDB Puanı

8.2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

© 2013 www.erginciftci.com

Tüm Hakları Saklıdır.

  
1213 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın