• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Saat
Takvim
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam16
Toplam Ziyaret319517
Arabacı Hasan


Tacikistan’da yoksul ama mutlu bir genç adamdır Arabacı Hasan. Kendi yetiştirdiği sevgili atı Rakhsh ve onun çektiği at arabası yegâne varlığıdır. Onunla insan taşır, yük taşır, ekmeğini kazanır, geçinip gider. Yaşadığı dönemde bir taraftan geleneksel Tacik kültürü mistik güzelliği ve yer yer köhnemiş özellikleriyle sürmekte diğer taraftan devrimci Sovyet rejimi kurulmaktadır. İki kültürün çatışması Basmacılar ile Sovyet muhafızlarının silahlı çatışmasında ete kemiğe de bürünür.

Gün gelir güzel Saodat da yer buluverir Hasan’ın kalbinde. Saodat’ın ailesi onu zengin biriyle evlendirmeye çalışırken Hasan da başlık parasını çıkarmak için artık daha fazla çalışmaya başlar. Ancak motorlu arabalar ve demiryolundan gelen metal sesleri Hasan ve Rakhsh için gelecekte yer olmadığını haber vermektedir.

Yeni dönemin temsilcilerinden biri olan başı açık Zeynep öğretmen yerel halk tarafından büyük tepki görmektedir. Şiddete dönüşen bu tepkiler Zeynep öğretmenin öldürülmesine dek varır. Onun mücadelesi, yaşarken sahip çıkmayan bazı kadınların, cenazesinde başörtülerini çıkarıp ateşe atmalarının gösterdiği gibi başarıyla sonuçlanmıştır. Saodat, Zeynep öğretmenden en çok etkilenen kişidir. Evden kaçar ve bir yetimhanede gönüllü olarak çalışmaya başlar. Bu kaçış Hasan ile Saodat’ın yollarını da ayırmıştır.

Hasan ancak 5 yıl sonra Saodat’ın hala kendisini beklediği haberini alır. Sevinçle sevdiğine kavuşmak için yola çıkar. Geçirilen zor yıllardan her ikisi de olumsuz etkilenmiştir ancak yolda can veren Rakhsh olur. Yıllar önce bataklıktan kurtardığı kamyonun, Rakhsh’ın son nefesini verdiği yerde hala çalışıyor olması da acı bir tesadüf olur. Hasan artık yolunun asla Saodat ile kesişmeyeceğini anlar.

Arabacı Hasan, Sovyet istilası ile tahrip edilen geleneksel Tacik kültürünü anlatmaya yeltenen bir film olması nedeniyle sansüre uğramıştır. Filmde seven insanların kavuşmasının engellenmesi, yenilikçilerin tepki görmesi, hayvan sevgisi gibi evrensel temalara yer veriliyor. Yenilikçi öğretmenin şiddet görmesi sinemamızda defalarca yer bulan “Vurun Kahpeye” davranışını anımsatıyor.

Arabacı Hasan ile atı Rakhsh arasındaki ilişki de çok etkileyici biçimde verilmiş. Kader birliği yapmış bu iki varlık arasındaki ilişkide Yılmaz Güney’in Umut filminden de tadlar var, Nietzsche’nin boynuna sarılıp ağladığı Torino Atı’ndan da.

  
1835 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın