Viktorya dönemi İngiltere’si, Londra’nın varlıklı işadamlarından, orta yaşlı Stephen Lowry eşini yeni defnetmiş olmasına karşın yas tutuyor görünmemektedir. Görkemli evinin en genç hizmetlisi Lily Watkins bu ölümün zehirlenmeyle gerçekleştiğini keşfeder. Stephen Lowry’e şantaj yapan Lilly, evin tek hâkimi olur, öldürülmüş hanımefendinin mücevherlerini de sahiplenir. Zamanla Stephen Lowry ve Lilly arasında kadın tarafından daha tutkulu yaşanan bir ilişki başlar.

Stephen Lowry’nin ise başka planları vardır. İş ortağının genç ve güzel kızı Elizabeth Travers ile evlenmek istemektedir. Elizabeth, Stephen Lowry’ye âşıktır, babası da bu evliliğe sıcak bakmaktadır. Stephen Lowry, bu evliliğin önündeki tek engel olan Lilly’yi ortadan kaldırmaya karar verir.

Cinayet İzleri, İngiliz yazar W.W. Jacobs’un “The Interruption” adlı kısa öyküsünden sinemaya uyarlanmıştır. Gotik bir atmosferde geçen bu kara filmde, gerilim defalarca doruğa çıkarak izleyiciye adeta bir “roller coaster”da olduğu hissi yaşatır. Yönetmen en beklenmedik anlarda bile izleyiciyi sürekli şaşırtmayı başarır. Stephen Lowry’nin ani bir kararla, bastonunu kapıp Lilly’nin peşinden sokağa atılması, sisli Londra akşamında aradığı kadını bulup saldırması, takipçilerinden kurtulup evine dönüşü ve Lilly’nin sapasağlam geri dönüşü bu akıldan asla çıkmayacak sahnelerden biridir.

Cinayet İzleri, bir taraftan da tutkulu bir aşk hikâyesidir. Bir taraftan kan kokan olaylar akar diğer taraftan aşk kıpkırmızı parlar. Lilly’nin Stephen Lowry’ye olan pürüzsüz aşkı bu lezzetli filme eşsiz bir tat veren baharat görevi görür.