Frank Bono, New York'a bir gangster olan Troiano'yu öldürmek için getirilmiş bir kiralık katildir. Bir silah bulmak ve Troiano'yu izlemek için yeterince zamanı vardır. Görevini tamamlayıncaya kadar yalnız ve neredeyse görünmez olmak zorundadır. Yetimhanede büyümüş, tedirgin bu genç adam zaten yalnızlığa alışkındır. Yetimhaneden tanıdığı bir arkadaşı aracılığıyla geçmişte de ilgi duyduğu Lorrie ile yolu kesişir. Bu hayattan yeterince sıkıldığının farkına varır, artık yeni bir yaşam kurmanın zamanı gelmiştir. Ancak hayatı kendi kontrolünden çıkalı çok olmuştur.

Sessizliğin Gürültüsü, Allen Baron’un senaryosunu yazdığı, yönettiği ve kısıtlı bütçesi nedeniyle başrolü kendisinin oynadığı bir bağımsız kara film. Yönetmen, bir trenin tünelde ilerleyişi ile filmin antikahramanının doğum süreci arasında müthiş bir paralellik kurarak başlar eserine. Noel haftasını yaşayan ışıltılı New York’u ustaca kullandığı kamerasıyla arka planda akıtırken kentin tekinsiz ortamını da izleyiciye her an hissettirmeyi başarır. Bu başarıda, filmin başından sonuna kadar konuşturduğu dış sesin etkisi çok büyüktür. Bu ses antikahramanın doğumunu anlatmakla kalmaz, onun ölümünden sonra da konuşmayı sürdürür. Bu ses aracılığıyla antikahramanın iç dünyası izleyiciye ironik biçimde duyurulur. Sessizliğin Gürültüsü, yalnızca bu dış ses için bile izlenmeyi hak eder.