Stanley Kubrick: Filmlerde Bir Hayat  Sinemanın gelmiş geçmiş en büyük yönetmenlerinden Stanley Kubrick’in yaşamı bir film gibi geçer gözümüzün önünden. Çocukluğunda kamerayla tanışan küçük Stanley ile biz de tanışır, fotoğraf makinesiyle çektiği muhteşem fotoğrafları görür, sinemaya nasıl adım attığını öğreniriz. Sonra az ama öz filmografisi gelir sırayla "Fear and Desire", "Killer's Kiss", "The Killing", "Paths of Glory", "Spartacus", "Lolita", "Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb", "2001: A Space Odyssey", "A Clockwork Orange", "Barry Lyndon", "The Shining", "Full Metal Jacket" ve nihayet "Eyes Wide Shut". Onun sinemaya yaptığı derin etkiyi Steven Spielberg, Martin Scorsese ve Woody Allen gibi diğer büyük yönetmenlerden öğrenir, onunla sette çalışmanın ne demek olduğunu Peter Ustinov, Malcolm McDowell, Jack Nicholson, Nicole Kidman ve Tom Cruise gibi oyunculardan dinler, bir taraftan da ailesini tanırız. Stanley Kubrick: Filmlerde Bir Hayat, Kubrick’i daha yakından tanımak, sinemasını daha iyi anlamak için kaçırılmaması gereken bir fırsat ve elbette ona bir saygı duruşudur. Kubrick'in defalarca satranç oynarken de görüldüğü film, satranç tutkusuyla tanınan ünlü yönetmenin bu yönünü de bize daha yakından anlatır: “Her açıdan bir satranç oyuncusuydu: Hem dikkatli, hem saldırgan. Büyük riskler alır, ama her hamleyi büyük bir dikkatle hesaplardı.”  “Day of the Fight'tan sonra Look'tan istifa edip kendini film yapmaya adadı. Greenwich Village'e taşındı. Kısa belgeseller çekiyor, Washington Meydanı'nda satranç oynuyor ve bir filmi finanse etmeye yetmeyecek paralar için turnuvalara giriyordu.”  “Usta bir satranç oyuncusuydu.”      “Korkusuz biriydi, ödü patlasa bile bunu göstermez, göstermemesi gerektiğini bilirdi. Önemli olan şeye konsantre olmakta olağanüstü yeteneği vardı. Dikkatinin bozulmasına izin vermezdi. Duygusal karmaşa veya büyük bir üzüntü de yaşasa buna izin vermezdi. Belki bir satranç kuralı; Bunların onu etkilemesine izin vermezdi.”  “Savaş, satranç ve sinemayı kıyaslamayı ve her şeyi bir muharebe gibi görme fikrini seviyordu. Bütün yönetmenler filmlerle savaş mukayesesini sever. Tabii ki, hiç kimsenin planında karışık sonuçlar yoktur. Bu kadar titiz plan yapan biri işler ters gidince ortalığı yıkıyor. Stanley'nin korktuğu tek şey böyle bir hata yapmaktı. Kontrol etmeden kaptırıp gitmek. Onda satranççı ruhu vardı. Belki bu yüzden çok uzun arayla film yapardı.”  “Çok yoğun bir çalışmaydı, ara sıra derdim ki: "Kaslarımı açmalıyım, Stanley." O da 'Pingpong' derdi. Hep beni yenmeye çalışıyordu ama hiç yenemedi, pingpongda. Satranç ayrı konu. Eğlenir, oynar, geri dönerdik.”
© 2013 www.erginciftci.com Tüm Hakları Saklıdır.
| ||||||||||||||||||||||
|
2349 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın | ||||||||||||||||||||||
|
|
 |
 |
- Muhteşem Piyonlar
- En Soğuk Oyun
- Capablanca
- Pışık
- Satranç Oyuncusu
- Satranç Oyuncusu
- Yedi Hamlede Mat
- Eleştirel Düşünce
- Saklı
- Siyah Kere Mavi
- Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz
- Fahim
- Pnömokok aşıları
- Şeytanın Oğlu
- Oyun Sonu
- Büyük Usta
- Bilgisayar Satrancı
- Sokak Savaşları
- Düşünen Robotlar
- Rusya’nın Beyaz Karı
- Küçük Bir Oyun
- Katwe'nin Kraliçesi
- Taş